22 Kasım 2010 Pazartesi

Demirtaş'tan İttifak Konusuna Açıklık

Önceki yazımda, gündeme getirilen CHP-BDP ittifakına değinmiştim. Medyada yaratılan tablo, seçim öncesi çarpık bir ittifaka gidiş yönündeydi. Bu durumun da BDP'nin düştüğü bir yanılgı olacağını yazmıştım ve Baykal'ın bu konudaki aldatmacalarla dolu görüşünden bahsetmiştim. Selahattin Demirtaş, bugün NTV'ye verdiği demeçte bu konudaki soru işaretlerine açıklık getirmiş. BDP'yi neden desteklediğimin özeti diyebileceğim bir konuşma yapmış.

BDP, medyada hep "Kürtçü" parti olarak lanse ediliyor. Halbuki, Türkiye'deki Kürt realitesinin ülkenin en büyük sorunu olduğunu, ülke sorunlarını çözerken de bu sorunun temele oturtulmasını savunan ve bu tez üzerinden siyaset yapan bir sol parti. Bakıldığında, haksızlar diyemeyiz. Çünkü Kürt sorununu çözmek istiyorsak, ifade özgürlüğü sorununu, işsizlik ve yoksulluk sorununu, etnik kimliklere saygı sorununu, inanç sorununu, demokratik haklar sorununu tümüyle çözmemiz gerekiyor. Bunlardan birini ya da birkaçını çözemezsek, Kürt sorunu da çözülmez. Bu sorunlar çözüldüğünde de zaten Kürt sorunu kalmadığı gibi, ülkede yaşayan diğer halkların da etnik, ifade, ekonomi, inanç sorunları büyük ölçüde çözülmüş olur. Alevilerin sorunu da kalmaz, türban sorunu da, gayrimüslim sorunu da, diğer etnik grupların sorunu da, ekonomi sorunu da (Burada en büyük engel ekonomi, zira ülkeyi asıl yöneten rejimin ekonomik diktatörlük olduğu düşünüldüğünde, ekonomi sorununu çözmek için büyük reformlar gerekiyor). Yani böyle geniş bir vizyona "Kürtçü" diye bakmak ve bu insanları terörist ilan etmek, sığlıktan ötesi değil. Bir gün dahi meclis çalışmaları izlendiğinde, BDP'nin çalışmalara katılımlarının "Kürtçülük" başlığına indirgenemeyeceği açıkça görülebilir, tabi görmek istiyorsanız.

Neyse, işte Selahattin Demirtaş'ın verdiği demeç, özellikle dikkat çekmek istediğim ve benim de bu blogda anlatmaya çalıştığım cümleleri vurguladım:

"Mesele dar bir çervede, son derece sığ bir yaklaşımla ele alınmamalı diye düşünüyoruz. Klasik bir seçim ittifakı şeklinde tartışılmamalı, biz bu şekilde tartışmadık. Bizim yaklaşımımız yüzeysel, gayrıciddi değil. Türkiye yeni bir anayasaya doğru gidiyor, bu kaçınılmaz artık ve kendi içinde bir dizayn süreci yaşıyor. Böylesi bir dönemde Türkiye’nin güçlü demokratik bir bloğa ihtiyacı var. Daha fazla özgürlük talep eden, demokratik olarak önünü açabilecek özgürlüklere daha geniş bir perspektifte bakabilecek; açlık, yoksulluk ve işsizlik sorununu çalışanların lehine çözebilecek sol, demokratik güçlü bir bloğa ihtiyaç var. CHP, kendini sosyal demokrat olarak tanımlıyor ama Türkiye’nin bütün önemli meselelerine bakışında ciddi eksiklik, yanlışlık var. Ana muhalefet partisi sosyal demokrat kimliğe bürünebilir; Kürt sorunu, inanç sorunu, ifade özgürlüğü sorunu, Alevilerin sorunları, emekçilerin sorunlarıyla ilgili demokratik bir bakış açısına kavuşursa, bu, demokratik bir bloğu da getirebilir. Seçim ittifakı da sadece bunun bir parçası olabilir.

CHP, ÖDEP, EMEP, SDP, HAKPAR, HAS Parti gibi partiler, sendikalar, emek örgütleri sivil özgürlükçü anayasayı yapabilecek bir blok oluşturarsa, bu blog İtalya’daki gibi 'Zeytin dalı' gibi bir çalışma yürütebilse... Biz, ilkesiz bir seçim ittifakını tartışalım demedik. Son derece yüzeysel, süreci anlamayan, ilkesiz değerlendirmeler üzücü.

CHP’ye kapılar kapanmadı. Sadece iktidarı hedefleyen, millitvekili sayısını artıran bir ittifak tartışmamız olmadı. Gündemde tartıştığımız BDP-CHP ittifakı çalışması yoktu. Bu tartışmalar şunu ortaya çıkardı ki, güçlü bir demokratik cepheye, bloğa ihtiyaç var. CHP, Türkiye’nin en büyük sorun olan Kürt sorununa ilişkin politika üretmek zorundadır. Niye zorundadır, birincisi ana muhalefet partisi olduğu için, ikincisi ise bu sorunu yaratan parti olduğu için. CHP’nin geçmişteki zihniyeti bunu yarattı. Başörtüsü sorununun ortaya çıkmasında Cumhuriyet rejiminin inançlı kesimlerle barışamaması problemi var. Bu konuda sorumluluğu var, görev üstlenmedi. Bunun üzerinden ittifak ve blok tartışılabilir. BDP kapıları kapatmadı, kapatmaz da. BDP, ilkesiz bir seçim ittifakı içinde olmaz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder