12 Mart 2011 Cumartesi

İgnostisizm

Din konusunda tartışmayı sevmiyorum. Bunun çeşitli sebepleri var. Birincisi, hep aynı argümanları dinlemekten ve cevap vermekten yorulmuş olmam. İkincisi, bu tip tartışmalardan bir sonuç çıkmaması. Üçüncüsü ise insanların verdiği tepkiler. Din konusu açılana kadar, kutsala dokunduğunuz ana kadar insanlarla iyi geçinebiliyorsunuz lakin insanlar, sınırlarının geçildiğini hissettikleri an, size karşı tüm duyularını kapatabiliyor, karşı atağa geçebiliyorlar. O yüzden, iş din konusuna gelince, söyleyecek çok şeyim olsa bile susmayı tercih ederim. Lakin dün bir arkadaşım Japonya'daki felaket için "Allah yardımcıları olsun" dediğinde kendimi tutamayıp, "Allah varsa bu felaketi gerçekleştiren o değil mi? Aynı kişiden yardım beklemek çelişki değil midir?" dedim. Bu çıkışım kendisini oldukça kızdırdı tabi (Bu soruyu dünden beri üç kişiye sormaktan alamadım kendimi).

Türkiye'de Türk olmamak zor zanaat. Müslüman olmamak da öyle. O yüzden gayrimüslim azınlıkları anlayabiliyorum. Ama bir de benim gibi Türk olup müslüman değilseniz, "müslüman" olması gereken Türk kimliğinize ihanet etmekle suçlanabiliyorsunuz. İslam'dan çıkmak da zaten ayrı bir suç gibi görülüyor. Dinden çıkmış birisi olarak ahlak, vicdan, zeka yoksunu olduğunuza dair gülünç ithamlarla karşılaşmanız olası hale geliyor. Bu ithamların sahipleri de "dinsizlik" fikrine oldukça yabancı insanlar. Hemen "ateist mi oldun?" diye bir soruyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Kemalist olmayanlara AKP'li damgası vurulduğu gibi, müslüman olmayanlara da ateist fişlemesi yapılıyor. Ben aslında ignostiğim. Lakin sorana, agnostik olduğumu söylüyorum. Çünkü, insanlar ignostisizm hakkında hiçbir fikre sahip değil. Agnostisizm, buna nispeten daha bilinir durumda ve ayrıca bazı teologlar, ignostisizmi, agnostisizmin bir alt kolu olarak nitelendiriyor (Buna her ne kadar katılmasam da). O yüzden agnostik olduğumu söylemekte bir beis görmüyorum - ki aldığınız tepki genelde, "müslüman değilse hepsi bir" şeklinde oluyor. Bugün, ignostisizm üzerinde yazmak istiyorum.

İgnostisizm, agnostisizm de dahil tüm dinsel fikirlerin, tanrı üzerinde fazla varsayımda bulunduğunu savunan teolojik duruş. Açmak gerekirse ignostisizm, tanrının ne olduğu, yanlışlanamaz ve kognitif bir tanımla açıklanmadıkça, tanrının varlığı veya yokluğuyla ilgili bir tartışmaya girmeyi reddeder.

Tanrının ne olduğu ile ilgili tanımlamalarınıza karşı ise nonkognitivist bir pozisyonda durur. Buna göre, tanımınızda subjektif, idrak edilemeyen veya anlamı olmayan önermeleri reddeder. Örneğin, tanımınız "O, O'dur, tanımlanamaz ve idrak edilemez" gibi bir önermeden ibaretse, "O"'nun varlığını veya yokluğunu tartışmak gereksizdir çünkü bu tam anlamıyla düşünülemez önşartını ortaya koyan önermenin bir anlamı yoktur. Yine "X, zamandan ve mekandan bağımsız, görülemeyen ve ölçülemeyen, siyah renkten nefret eden beş kenarlı bir dörtgendir" gibi bir tanımlamada, X'in varlığı veya yokluğu hakkında tartışmayı reddeder çünkü X, kafamızda hiçbir konsept oluşturmamaktadır. Tanrının tam olarak ne olduğu hakkındaki bu tarz tanımlamalar, bir ignostiğe göre, Noam Chomsky'nin ünlü "Renksiz yeşil fikirler hiddetle uyuyor" cümlesi gibidir; Gramatik açıdan hatasız fakat semantik açıdan saçmalıktır.

İgnostisizm, ateizm değildir. Aksine, ignostisizm, "tanrıya inanmıyorum" diyen ateizmin, düşünülebilen, idrak edilen fakat kendisine inanmayı reddetmenin mümkün olduğu bir şeyin varlığını kabul ettiğini söyler. Aynı şekilde "tanrının varlığı veya yokluğundan, daha fazla kanıt olana kadar emin değilim" diyen agnostisizmden de ayrılır çünkü ignostisizm, bir şeyin varlığından emin olmamanız ve kendisi hakkında daha fazla kanıt beklediğiniz şeyin ne olduğunu anlayabilmiş, kavrayabilmiş olmanız gerektiğini savunur. Yani, varlık veya yokluktan bahsetmek için o şeyin ne olduğu hakkında tam bir fikre sahip olmanız gerekir. Bir ignostiğe göre ise tanrı, Allah, Yehova gibi ifadeler birkaç harfin diziliminden oluşmuş sözcüklerden ötesi değildir ve varlıklarını tartışmak için öncelikle tanımlanmaları gerekir. Yani bir ignostik, "bu harflerin toplamının benim kafamda oluşturduğu somut bir konsept yok, kimsede de olduğunu düşünmemi gerektirecek bir nedenim yok" der. Kıyaslamak gerekirse, "tanrı var mıdır?" sorusuna bir ateist "ben inanmıyorum", bir agnostik "emin değilim" diye cevaplarken, bir ignostik "tanrı derken ne kastettiğinden emin değilim" diyecektir. Ateist agnostik veya deist agnostik olabilirsiniz fakat ignostisizm, bunlardan farklı bir duruştur.

Bu duruş gayet tutarlıdır, çünkü binlerce tanrı anlayışı vardır. Ve bu yazıyı okuyan istisnasız herkes, bu binlerce tanrıdan hemen hepsine karşı inançsızdır. Örneğin "Allah'tan başka ilah yoktur." sözü binlerce tanrıyı reddediş, Allah'tan başka tüm ilahlara karşı ateizmdir. O yüzden pekçok ateist "siz, Zeus, Athena gibi antik tanrıları ve tanrıçalara ve şu an inanılan tanrıların hemen hemen hepsine inanmıyorsunuz, biz ise inanmadıklaırmızın listesine bir tanrı daha ekliyoruz, aramızdaki tek fark bu" der ki bu gayet doğrudur. İgnostiğin tutumu ise biraz daha farklıdır, tüm bu binlerce tanrının varlığı veya yokluğu hakkında, kognitif bir tanım olmadığı sürece, tartışmaya girmez. Yani bir müslüman aynı zamanda pekçok dine göre ateisttir, bir insan hangi tanrıdan bahsedildiğini tam olarak tanımlayana kadar, ateist mi, deist mi olduğunu söyleyemez.

İgnostisizmi, apateizmle de karıştırmamak gerekir. Apateizm, "tanrı vardır" cümlesini anlamsal yönden hatalı bulmayabilir, hatta "tanrı yoktur" bile demeyebilir, apateizm sadece "tanrının varlığı veya yokluğu ne beni, ne çevremi, ne hayatımı ilgilendirmez" der. İgnostisizm ise bir inanan veya inanmayana "varlığı hakkında tartıştığın şeyin tam olarak ne olduğuna dair bir fikre sahip değilsin" tezini öne sürer.

İnanışımı şöyle özetleyebilirim: Tanrıdan kastınız bir çocuğun inandığı gibi gökyüzündeki kocaman bir insansa, bir ateistim. Böyle bir antropomorfik tanrı idrak edilebilir ve inanıp inanılmadığına karar verilebilir, ben inanmıyorum ve bu tanrıya karşı ateistim, çünkü öyle bir adam olsa, uydularımız farketmiş olurdu (Bu konuda gidebileceğim en son nokta, daha fazla kanıt bulunana kadar böyle bir insansı tanrıya karşı ateist-agnostik bir tutum almaktır veya en fazla, böyle bir varlığın gereklilikliği ve olabilirliği konusunda tartışmaya başlamaktır). Yok eğer tamamen kapsayıcı, bütün varlıkların bir parçası olduğu, yani içinde bulunduğumuz kainatın eş anlamlısı bir tanrıdan söz ediyorsanız, o zaman deistim fakat o şeye kainat denmiş, kainata aynı zamanda tanrı demek bence mantıksız. Son olarak, tanrıdan kastınız, belli belirsiz bir şekilde tanımlanmış, varlığı test edilemeyen doğa üstü bir güçse, nonkognitivist bir tutum alarak o şeyin varlığı veya yokluğu hakkında tartışmanın tek boynuzlu görünmez pembe atın varlığı veya yokluğunu tartışmak kadar anlamsız olduğunu düşünürüm.

Umarım anlatabilmişimdir.

6 yorum:

  1. benim gibi düşünenler de varmış, buna sevindim. böylece, ben de ignostik olduğumu öğrenmiş oldum...

    YanıtlaSil
  2. bi ara üçümüz oturup konusmalıyız. ben de içeriği ne olursa olsun "tanrı var mı?" sorusunun sorulmasının anlamsız oldugunu düşünüyorum. su anki algılarımızla tanrı var mı sorusunu soruyoruz.. ve beynimizin veya 3. şahışların verdiği cevapları da algımıza göre yorumluyoruz. yani sordugumuz sorulara verdiğimiz veya aldıgımız cevaplar tamamen bizim algımıza göre oldugundan bu kısır bi döngü. sunu da dusunun su an 5 duyumuz ve bilemediğimiz bi takım seylerle dış ve iç hayatımızı şekillendiriyoruz yani bunların dışında 1 duyu veya herhangi bi şey eklnse bize, o zaman tum soru sorma seklimiz değişecek. o yuzden su an ki kısıtlılıgımızla soru sormanın hiç bi anlamı yok. cunku cevaplar her zaman bize gore ve hiç bir zaman objektif olamayacak.

    YanıtlaSil
  3. Arkadaşım bloğuna sahip çık. Yazıların sürekli çalınıyor.

    YanıtlaSil
  4. @Emre Athena da tanrı ama evreni yaratmadı.

    YanıtlaSil
  5. Ben de ignostik olduğumu öğrenmiş bulunmaktayım. Bi hg alırım :)

    YanıtlaSil
  6. Empirik olarak doğrulanamayacağı için anlamsız bi cümle

    YanıtlaSil