20 Kasım 2010 Cumartesi

Baykal Şaka mı Yapıyor?

Normalde siyaset adamlarının girdiği diyaloglar, güncel siyasi olaylar benim için önemsiz olmuştur. Çünkü gözümde tüm siyasi partiler, halkı sömürmek üzere kurulmuş düzenin bir parçaları. "Vatanını seven ve ülkesinin kalkınmasını isteyen her bilinçli vatandaş oy kullanmalı." gibi laflar safsatadan başka bir şey de değil. Senelerdir halkın gözleri önünde çok güzel oyun oynanıyor, haber spikerleri ve siyasetçiler Emmy ödülü rahatlıkla alabilecek nitelikteler.

Neyse. Birkaç gündür CHP ile BDP'nin birleşeceği yönünde bir laf var ortada. BDP, desteklediğim ender partilerdendir. Nedenine gelirsek, herkes AKP-CHP çekişmesinde bir şeyi kaçırıyor: Kanunlarımız ve anayasamız, halkı koruma üzerine değil, devleti halktan koruma üzerine inşa edilmiş. Ben bugün bir hak talebinde bulunsam, hemen sorgulanacak şey benim bu talebimin rejime aykırı olup olmadığı, devlete zarar verip vermeyeceği. Yani benim bu talebimin evrensel insan haklarının bana "hak" olarak sunduğu bir talep mi, bunu kimse sorgulamaz. Çünkü, halkıyla kavga eden bir rejimde yaşıyoruz. Bu sistemi kuran da zaten CHP. Bunun tüm nimetlerinden nemalanan şu anda AKP olduğu için de, bunu çok değiştireceklerini sanmıyorum. Yani hepsi aynı okun laciverti. Bu sistemi savunan herhangi bir partiden de merhamet beklemek saflık olur, çünkü bu sistemi ve rejimi savunmak, direkt olarak devletin bekçiliğini yapmak ve bu bağlamda halkla kavga etmek, ekonomik açıdan da sömürmek demektir (Bugün yönetim şeklimizin cumhuriyet değil, ekonomik diktatörlük olduğunu idrak eden bile yok). BDP ise, bu sistemi samimi olarak değiştirmek isteyen nadir partilerden. Üyeleri de bunun bedelini en ağır şekillerde ödediler, ödemekteler. Onların içinden de bu Türk-Kürt savaşının bitmesini istemeyen, Türk milliyetçiliğine Kürt milliyetçiliğiyle cevap verme yanılgısına düşenler olsa da, bizim Türkçü partilerimizin ve ordumuzun içinde bu savaşın sürmesini isteyenlerin oranına baktığımda, gayet masum duruyor bu parti.

O yüzden CHP ile bir birleşim, CHP'den çok daha "sol" olan BDP'nin sola katkısı cazip gelebilir. Lakin, BDP'liler, CHP'nin değişeceği yanılgısına düşmüş olmalılar ki, ittifak talebinde bulunmuşlar. Daha iki gün önce Kılıçdaroğlu, bir gaziye, terörü durdurma yolunun "PKK'nın ekonomik bağlantılarını kesmek" olduğunu söyleyerek, senelerdir hiçbir şeyi çözmemiş olduğu defalarca kanıtlanmış, her siyasetçinin söyleyegeldiği klişeyi tekrarlıyordu. Üslup değişse de, CHP zihniyeti değişmezdi çünkü. Zamanında Ahmet Türk CHP'den milletvekili oldu, SHP ile ittifaklar oldu da ne oldu? Yani BDP'liler bir umut peşindelerse, boşa çıkacaktır. Gerçi bilinmez, onlar da bir test niyetinde olabilir, zira önümüz seçim.

Benim bu yazımı yazmama neden olmuş konu ise, sabah gördüğüm, Baykal'ın bu olası ittifak hakkındaki sözleri. Tabi ki, senelerin Baykal'ı, böyle bir ittifaka başlanmadan karşı çıkmış. Baykal'ın konuşmasından dikkatimi çeken bölümler şöyle:

"CHP, Türkiye'nin temelidir, özüdür, bir büyük siyasi partidir. ...Biz sadece iktidara gelerek görev yapacak partilerden değiliz. Biz muhalefette de görev yaparız. Muhalefette de büyük görevler yapıyoruz, bugüne kadar da büyük görevler yaptık; hizmet olarak, caydırıcı olarak, yanlışlıkları önleyici olarak, iktidarın yanlış istikamete sürüklenmelerini önleyerek, Türkiye'nin temel dinamiklerini sahiplenerek. ...Muhalefette görevim yok diye düşünürsen, iktidar olmak için kestirme yollar aramaya kalkarsan, iktidar olmanın kestirme yolları, sihirli değnek dokunuşuyla birden bire iktidara gelme hevesleri, hesapları, sizi çok ciddi yanlışlıklara sürükleyebilir. Biz görmüş geçirmiş partiyiz. İlkelerimizi biliyoruz. Temellerimizi, görevimizi, tarihi misyonumuzu biliyoruz. O nedenle hiç kimse bizi 'şöyle yap, böyle yap, seni iktidara getiririz' söylemleriyle aldatamaz."

"Bugüne kadar önümüze gelen yanlışların altında bunun yattığını biliyoruz. Hiçbir şekilde buna CHP'nin alet olmaması gereken bir konudur. Etnik ve mezhepsel ayrışma temelinde siyaset bizim işimiz değildir. Böyle siyaset yapanlarla o zeminde yarışmak da bizim işimiz değildir. Öyle siyaset yapanların ve öyle siyaset yaparak başarılı olduğunu düşünülenlerin o yöntemlerini taklit ederek başarıya ulaşmak bizim işimiz değildir."

"...Önümüzde örnekler var. Ortadoğu'da, Irak'ta, Afganistan'da, Lübnan'da yaşanan örnekler var. Bütün bunları görmüş bir ülke olarak da 80 yıl önce düşmediğimiz tuzağa şimdi mi düşeceğiz? CHP'yi alet ederek mi Türkiye'yi bu tuzağa düşürecekler? Herkes alet olabilir o tuzağa ama CHP alet olmadıkça o tuzak Türkiye için işlemez. Herkes de çok iyi biliyor ki, o tuzağı Türkiye için işletebilmenin yolu, CHP'yi bu işe alet etmektir. İnanıyorum CHP buna izin vermeyecektir. Hiçbir bedel karşılığı, hiçbir bir siyasi bekleyiş peşinde koşarak, olmayacak işlere kalkışarak bu temel yanlışa CHP alet olmayacaktır."


Yani Baykal diyor ki; Biz muhalefette de iyiyiz, iktidara gelmek için etnik ayrışma temelinde siyaset yapan bir partiyle işbirliği yapmak bizim işimiz değildir. Şaka gibi olan ifade de CHP'nin, 80 senedir, etnik ve mezhepsel ayrışma temelinde siyaset yapmadığı. Benim aklıma şu sorular geldi hemen:

-Bu ülkenin adını TÜRKiye koyan kim?

-Başkanına AtaTÜRK soyadını veren kim?

-Türkçe dışında her dili yasaklayan kim?

-Kürtçe mekan isimlerini değiştirip Türkçe isimler veren kim?

-14 Haziran 1934 tarihli, 2510 sayılı İskan Yasası'nı çıkaran:
1- "Türk ırkından olmayanlar, hükümetten yardım istemeseler bile hükümetin göstereceği yerde yurt tutmağa ve hükümetin izni olmadıkça buralarda kalmağa mecburdurlar."(Madde 7)
2- "Ana dili Türkçe olmayanlardan toplu olmak üzere yeniden köy ve mahalle, işçi ve sanatçı kümesi kurulması veya bu gibi kimselerin bir köyü, bir mahalleyi, bir işi veya bir sanatı kendi soydaşlarına inhisar ettirmeleri yasaktır."(Madde 11)
3- "Türk ırkından olmayanların serpiştirme suretiyle köylere ve ayrı mahalle veya küme teşkil etmeyecek şekilde kasaba veya şehirlere iskânları mecburdur." (Madde 13)
maddeleriyle açıkça "Türk ırkı"ndan bahseden kim?

-1937 yılında Ankara Asker Mektebi'ne girmek için, "Türk ırkından olma" şartı isteyen kim?

-1942 yılında Varlık Vergisi'ni çıkarıp, gayrimüslimlerden, 8 kat fazla vergi alan kim?

-25 yıllık tek parti dönemi boyunca, ders kitaplarında çocuklara Türk Tarih Tezi saçmalığından hareketle, "medeniyeti dünyaya öğreten, kılıcıyla tüm milletleri dize getiren ırkın Türkler" olduğu fikrini aşılayan kim? Bugün dahi, Cumhurbaşkanlığının Forsu'nun 16 yıldızı, bu saçma tez ile oluşturulmamış mıdır?

-60 küsür bin kafatasını ölçüp "Türk ırkının özelliklerini" tespit eden ve "bilimsel sonuçlara göre kafatasımız geniştir ve Türk ırkı zekidir" diyen Atatürk CHP'si değil mi?

-Tecrit maskesi altında Ermenilerin katledilmesi sonucunda, yerlerine ulaştırılan bir avuç Ermeni'ye de mallarının ya da mallarının karşılığının geri verileceği sözünü verdikten sonra "Hititliler de Türk'tü, bu ülkenin sahibi Türk'tü, sonra Romalılar, Araplar, Ermeniler geldi işgal etti, biz işgalcileri kovarak sadece sahip olduğumuz yeri aldık, Ermenilerin bu feyizli ülkede hiçbir hakkı yoktur." diyen Atatürk'ün kendisi değil mi?

-İki lafından biri Türklük olan Atatürk değil midir? Bu, "Türklüğe hakaret" bahanesiyle yüzlerce aydını tutuklamaya sebep olmuş bir paranoya haline dönüşmemiş midir?

-1930 Temmuz'unda, Zilan deresinin nasıl cesetle doldurulduğu, Kürt köylerinin nasıl yakıldığını övgüyle anlatan bizzat rejim sözcüsü Cumhuriyet Gazetesi değil mi?

-Atatürk'ün emriyle bir Kürt raporu hazırlayan ve içerisine "Türklüğe hevesli bir Arap şehri olan Siirt'in doğuya naklini tercih ederim.", "Van ve Erzincan'da acele olarak, Muş Ovası'nda tedricen ve Elazığ Ovası'nda kuvvetli Türk kitleleri vücuda getirmek zorundayız." "Türklerle Kürtler aynı okulda okumalıdır. Bu Kürtleri Türkleştirmek için etkili olacaktır." "Diyarbakır, kuvvetli Türklük merkezi olmak için tedbirlerimizi kolaylıkla işletebileceğimiz bir olgunluktadır." gibi asimilasyon planlarını yazan, "Vazifemiz Türk vatanı içinde bulunanları behemehal Türk yapmaktır. Türklere ve Türkçülüğe muhalefet edecek anasırı kesip atacağız." diyen İsmet İnönü değil midir?

Daha örnekler artırılabilir, lakin CHP'nin 80 senedir etnik ve mezhepsel ayrışmaya dayalı siyaset yapmadığını söylemek, gerçeklikten epey uzak. PKK'nın varlığı bile, tek parti CHP iktidarının ve ardından gelenlerin ırkçı uygulamaları sonucudur. Bugün kalkıp da "Atatürk milliyetçiliği" diğer milliyetçiliklerden farklı ve daha modern diyen, "Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk milliyetçiliği üzerine inşa edildiği" hakkındaki anayasa maddelerinin korunmasını isteyen birisi çıkıp da nasıl başkalarını etnik ayrımcılıkla suçlayabilir? Kürtler bugüne kadar bu savunma siyasetini yapmasalardı, ne dilleri kalırdı, ne kültürleri. Bunun ayrımcılıkla ilgisi yok, eğer kültürünüz yok edilmeye çalışılıyor, aşağılanıyorsa, bunun karşısında siyaset yapmak ayrımcılık değildir. Hatta bu uygulamalarla Kürt milliyetçiliğinin alevlenmesini sağlamış insanlar, bizzat İttihat ve Terakkiciler, ondan sonra da CHP tek parti hükümetidir. Baykal'ın şu dediği lafa tamamen katılıyorum: "Bugüne kadar önümüze gelen yanlışların altında bunun (Etnik ve mezhepsel ayrışma temelli siyasetin) yattığını biliyoruz." lakin Baykal'ın atladığı şey, o ayrışma temelini atan başlıca unsurlardan birinin, CHP iktidarındaki eyleme geçirdiği ve bugün de savunageldikleri uygulamalar olduğu.

Yani Baykal şunu kastediyor: Atatürk döneminde tüm katliamlar, derelerin cesetle doldurulması, köylerin yakılması haklıydı, eğer ki Atatürk, isyancılara el uzatsa, "bu oyuna alet olmuş" olurdu. "80 sene önce bu oyuna alet olmadık." lafının başka açıklaması yok. Atatürk hükümeti son derece katı, otoriter müdahalelerle bölge halkını silmiştir, o yüzden bu savaş bugün de devam etmeli, CHP-BDP ittifakına karşı çıkılmalıdır. Baykal'ın sözlerinden başka anlam çıkmıyor.

Bir de anlamıyorum; Türk milliyetçiliği tamamen yasal, İttihat ve Terakkicilerin son derece ırkçı söylem ve uygulamaları doğal, lakin zamanının Ermeni çeteleri, Kürt örgütlenmeleri hain ve katli vacip. Neden? Çünkü milliyetçiler. Türkler milliyetçiyken, Atatürk milliyetçiyken, MHP gençleri Türkeş önderliğinde silahlandırırken neden bunun adı da terörizm olmuyor? Çünkü onlar "vatanperver", mermileri de yasal. Günümüzde 30 yıldır aktif olarak süren iç savaşa rağmen siyasi açıdan Irak'tan çok da öte olduğumuzu söylemek, Lübnan'dan fersah fersah ileride olduğumuzu, ülkemizde demokrasi olduğunu söylemek, yine Atatürkçülüğün ülkeyi olduğundan üstün gösterme çabalarından biridir. Bu üstünlük de Atatürk ve CHP'nin hünerlerine bağlanır. Onlar bu başarının mimarıdır, halka tüm bunları "bahşetmiştir".

Son derece ahlaksız bulduğum şey ise "Bakın biz moderniz, insan hakları, özgürlük zaten Atatürk ve CHP'nin yarattığı şeyler, ama birileri çıkıp ayrımcılık yapıyor" denilip, CHP tarihinin aklanmaya çalışılması ve bu aklama sonucu günümüzde statükonun sürdürülüp bundan nemalanmaya kalkılması. Baykal'ın da bugüne yaptığı kadar bu. CHP'yi destekleyenlerin çoğu da tek parti döneminde yapılan barbarca zulüm ve haksızlıkları bilmiyorlar. Çok güzel maskeleniyor çünkü.

Ne kadar az bilirsek, o kadar yalan üretirler, beyin yıkamak o kadar kolaylaşır. Saygılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder